Barışa en yakın nokta terörün saldırdığı andır
Türkiye Cumhuriyeti 100 yaşında; bunun 40 yılı ayrılıkçı terör gölgesinde geçti. Bütün bu yıllar boyunca pek çok kez önceki gün yaşanana benzer olaylarla ilgili yazılar kaleme aldım.
Size eski iki yazımdan alıntılar yapacağım.
İşte 18 Şubat 2021 tarihli yazım:
Yazı hayatında 50 yılı geride bırakınca her karşılaşılan yeni olay daha önce yaşanmış hissiyle beraber geliyor. Hoş bir his değil bu. ‘Tükenmişlik sendromu’ deniliyor ya, insan üzerinde öyle bir etki bırakıyor. Bizde “Bu filmi daha önce görmüştük” denilen ruh hali, Fransızca’dan uluslararası kullanıma giren ‘Déjà vu’ kalıbıyla da karşılanıyor.
Gara mevkiinde yaşanan PKK tarafından altı yıla yaklaşan süreyle rehin tutulmuş 13 insanımızın katledilerek şehit edilmesi bir çoklarınıza ilk kez yaşanan bir olay gibi gelebilir. Oysa PKK terör örgütünün asker ve polisleri rehin alma olayı daha önceleri de yaşanmıştı. Gara olayından sonra sağdan-soldan verilen tepkiler de öyle; sözgelimi PKK’nın her kanlı saldırısı sonrasında parti kapatma konusu mutlaka gündeme gelmişti.
İşin bana en ilginç gelen yönü, konuyu gazeteci olarak izleyenlerde unutulmaz izler bırakan geçmişteki olayların, zamanında onları bizzat yaşayan siyasiler tarafından sanki ilk kez oluyormuş gibi günümüzde karşılanmasıdır.
Hep aynı tepkileri veren siyasileri bu sebeple anlamakta zorlanıyorum.
Siyasilerin yüzleri değişiyor, ancak yeniler de geçmişte onların şimdi işgal ettikleri koltuklarda oturanlar ne tepki vermişler, nasıl davranmışlarsa benzer tepkileri verip aynen eskiler gibi davranıyorlar.
Kusura bakılmazsa ben bugün daha önce yazdıklarımın bir benzerini yine yeni yeniden tekrarlamayacağım.
Ya ne yapacağım?
Siyasi tarihimize ‘Çukurca saldırısı’ olarak geçen PKK eylemleri sonrasında patlak veren tartışmalara katkı olmak üzere yaklaşık 10 yıl önce kaleme aldığım eski bir yazımı sizlerle paylaşacağım.
PKK, 19 Ekim 2011’de Hakkari’nin Çukurca ilçesine 200 militanıyla bir gece baskını düzenlemiş ve toplam 24 askeri şehit etmişti. 18 asker de o eylemler sırasında yaralandı.
Saldırının ardından başlayan tartışmalar uzun sürdü. Bir ay sonra bile tartışmalar devam ediyordu. Ben de 21 Kasım 2011 tarihinde şimdi sizinle paylaşacağım “İrlanda’da 28 kişi ölmüştü” başlıklı yazımı yayımlamıştım.
…….
21 Kasım 2011 tarihli yazım şu:
İngiliz Hükümeti “IRA ile anlaşıyoruz, terörün bitmesine az kaldı” umuduna kapılmışken, 15 Ağustos 1998 günü, öğleden sonra üçü on geçe, Omagh kasabasının en merkezi yerinde, 100-150 kg olduğu tahmin edilen bir bomba patlamıştı… 29 kişi hayatını kaybetti, yüzlerce kişi de yaralandı…
Eylemi IRA’nın anlaşmaya yanaşmasını benimsemeyen ve kendilerini ‘Gerçek IRA’ diye adlandıran bir grup gerçekleştirmişti. Yeni bir stratejiyle: Örgüt televizyona eylemini önceden bildirmiş, ama yerini şaşırtarak; polis hedef diye gösterilen yerden insanları çıkarıp bombanın olduğu yere sevk etmiş…
Jonathan Powell, kitabında (‘Making Peace in Northern Ireland’, s. 138-141), eylem için “Korkunçtu” diyor.
İktidardaki İşçi Partisi’nin lideri Başbakan Tony Blair’in en yakınıydı Powell ve onun adına ‘barış’ süreci içerisinde yer almaktaydı:
“Barış süreci çatırdamıştı, ama kimse bu olayı barıştan vazgeçme sebebi görmedi. Tersine, bir daha böylesi bir vahşet yaşanmasın diye gayretlerimizi artırma vesilesi oldu. Tony (Blair) bu bombanın eski günlere dönüş olarak görülmemesini, siyasi çözüm sürecinin hâlâ ilerleyebileceğini Başbakanlık’taki yardımcılarına not olarak geçti.”
“Omagh eylemi halkın direniş gücünü test etmeye yaradı” da diyor… Eğer Kuzey İrlanda halkı sinirine hâkim olamasaymış, süreç orada bitermiş…
Serinkanlılık işe yaramış… Blair’in ne pahasına olursa olsun sürecin devam edeceği tavrı Kuzey İrlanda partilerini de etkilemiş ve hepsi aynı yolda görüş açıklamışlar… Hükümet örgütün bu vahşi eylemini sürecin kalıcı hale dönüşmesi için kullanmış…
Terör örgütüne uzak olmayan Sinn Fein adlı partinin liderleri ‘savunulamaz’ saydıkları eylemi kınamış, şaşırdıklarını ve iğrendiklerini söylemişler… Blair savaşın bittiğini ilân etmelerini de istemiş Sinn Fein liderlerinden…
Bir önemli ayrıntı da şu: Başbakan Blair güvenlik konusunu âcil gündemine almış. Ne pahasına olursa olsun teröristlerin hakkından gelineceğine halkın inanmasını sağlamaya çalışmış…
Kuzey İrlanda kökenli IRA terör örgütünün 30 küsur yıl sürmüş kanlı eylemlerine son vermek için yürütülen gayretleri anlattığı kitabında, Powell, Omagh’da çarşının ortasında patlayan ve 29 kişinin canını alan bombanın çözüm sürecini sakatlayamadığını anlatırken Çukurca sonrasında bizde neler yapılması gerektiğine de işaret etmiş oluyor.
Serinkanlılık elden bırakılmayacak, halka güven aşılanırken terör örgütü yalnızlaştırılacak, demokratik açılıma devam edilecek… Bunun tersini yapmanın başa neler getireceğini bilmiyoruz, ancak siyasilerin sergilediği sağduyulu tavrın İngiltere’de işe yaradığını görüyoruz.
Eylemin üzerinden sadece 15 gün geçmiş iken ABD Başkanı Bill Clinton bölgeye gelmiş; Clinton-Blair ikilisi halkın karşısına çıkıp terörün neden bitmesi gerektiğini anlatmışlar. İrlanda’dan çok İrlandalı’nın yaşadığı ABD’nin liderinin çıkışı, o günlere kadar Amerika’daki İrlandalılar’dan gördüğü para ve silâh yardımının örgüt için artık bittiğinin ilânı biçiminde de algılanmış olmalı.
Hiçbir ülkenin deneyimi bir başka ülke için birebir örnek olamaz elbette; ancak yine de IRA etrafında yaşananlardan dersler çıkarmayı bilmek lâzım…
…..
İç içe iki yazımı okudunuz. Umarım, onları tekrar alıntılamam gerekmez.















Mantık yanlış.Savaşa en yakın olan an bir tarafın bir tarafa haksız,hukuksuz,hainane,dostane olmayan,barış niyeti olmayan teröristlerin zulümle Türkiyenin en stratejik hedeflerine saldırma zamanıdır.Öyle ki tamamı sivillerden olan bir düzine insan hedef alınmıştır.Bunun neresi barışa yakın?
Yanıtla (1) (0)Taraflar, sadece Karar yazarlarının uzlaşma konusunda yazdıkları ile hareket etmeye kalksa maalesef bir adım ilerleyemez. Sadece siyasetçiler değil, gazeteciler de tarih önünde sorumlu. (Elbette diğer toplumsal aktörler de). Bu tarihi dönemeçte neler yazdığınızın çok önemi var. Lütfen biraz daha sağduyu.
Yanıtla (2) (0)Kuzey Irlanda’daki çözüm süreci bir bakıma bize yol gösterebilir ama çözüm neticesinde Kuzey Irlanda‘ya, Iskoçya’da olduğu gibi bölgesel idari yetkiler verildi. Böylece IRA bazı isteklerini kabul ettirebildi.
Yanıtla (1) (0)Ayrıca PKK’nın oluṣum nedenleri (isteyen YZ’ya sorabilir), IRA’dan oldukça varklı.
Sosyal ameliyatlarında bir zamanlaması olur. 1975 ten beri kürt meselesi masada. Kuruluş taburcuları mıncıklayıp ve mızmızlanıp durdu. Artık masada düşman cerrahlarda var. Ya ameliyat edersin veya düşman hekimlere teslim edersin. Kanı kanla yumazlar, kuruluş sapması ilahi bir emir veya Kemalist bir ayet midir?
Yanıtla (2) (3)Evet yazdığın gibi bir gün bir ABD başkanı gelip terör bitmeli derse zannımca terör biter. Aksi halde bir örgüt gider diğeri gelir
Yanıtla (2) (1)Ne zormuş bu ülkede barışı istemek
Yanıtla (1) (0)Buna Abdullah Öcalan’ın liderlik testi diyoruz. Eğer Açılım Süreci’ndeki gibi söyledikleri boşluğa düşerse onu artık siyasal bir mevta olarak değerlendiririz. Eğer karizmatik gücüyle teşkilatı istediği yere çekip silâh bıraktırabilirse “ne ala” deriz. Üçüncü ihtimâl ise teşkilatın Apocular ve diğerleri olarak bölünmesi olabilir.
Yanıtla (1) (3)Takip edeceğiz…
DEM parti silahlı mücadelenin bir uzantısı olarak kuruldu. Bu da onu Sinn Fein’den farklı kılıyor. IRA Sinn Fein’ı değil; Sinn Fein IRA’yı kurdu. Burada ise tersi oldu. Hâl bu iken, DEM’in PKK’nın hâricinde bir siyaset geliştirebileceğini zannetmiyorum. Aslında daha somut bakıldığında mesele Abdullah Öcalan’ın PKK ve daha mühimi PYD üzerindeki hâkimiyet ve kontrolünün ne kadar devam etmekte olduğuyla alakalı görünüyor. Doğrusu, söylem seviyesinde ortaya çıkanların test edileceğini göreceğiz.
Yanıtla (1) (2)“Hiçbir ülkenin deneyimi bir başka ülke için birebir örnek olamaz” demişsiniz daha söze gerek yok.
Yanıtla (5) (1)Toprak isteyene 2 mt yer tahsis edilir.
Kocca TR toprakları dar gelenlere AB hatta Amerika önerilir; nede olsa asıl sahip leri onlar:(
Bahçeli de pensilyanya toprakları gibi kendi muhitinde top çevirip dursun bakeim. Domuz bağcıları bir yandan yürrüyün bee.. kim tutar sizi:((
'Barışa en yakın nokta terörün saldırdığı andır.' Onun için kırk yıldır çok güzel barış içinde yaşadık.Bırakın böyle klişeleşmiş sözcükleri.Milleti neye hazırlıyorsunuz bilmiyorum ama kesinlikle iyi birşey olmadığını biliyorum.
Yanıtla (6) (1)Tebrik ederim bunu inşallah bu işe kalkanlar okur ve geri dönmezler
Yanıtla (2) (0)Nerede o akıl ve nerede o feraset.bu içten gelen insani bir duygu zülmü ortadan kaldıracak bir insani istek .bize daha çok lazım.okuyayman ve düşünmeyen milletlerin halı ne yazık ki bu.
Yanıtla (3) (0)Evet evet 100 yılın geriye 60 yılında 27 yılı kemalist diktatörlükle geçti serbest seçimlere geçtikten sonra her 10 yılda bir darbe yapmalar başbakan asmalar askeri sivil iktidara posta koymalarla devam edip geldi, sonra gele gele ülkenin siyasi ve entellektüel ve kültürel ve sosyal olarak şizofrenik hasta bir zemin ve vasıta sahip olmasını doğurdu, çocukça hamasetle ve ilkokul bebeklerinin birbirleriyle çekişmesi neticesinde gözü dönmüş cani ve tahripkarlara zemin kalmıştır, enkaza koltuk hesa
Yanıtla (6) (11)Süreçlerin tümüne gazeteci olarak şahit olduğunuz bir sorundan söz ediyoruz. Uzlaşma için bu denli bir uygun zemin olmamıştı. Üslubunuzun yaklaşımınız daha yapıcı, teşvik edici , kapsayıcı olması gerekmez mi Fehmi Bey. Yıkıcı dil kullandığınızı söylemiyorum elbette. Ama bir tık daha bilge bir tavır bekliyor insan.
Yanıtla (1) (2)Eski yazilatra gerek yoktu çünkü, Türkiyede bu günkü durum ile İrlanda barışının uzaktan yakından bir alakası yok. Türkiye'de PKK silah bırakalı veya etkisini kaybedeli uzun yıllar oldu. PKK'lılar da İsrail'in Suriye'yi bombalaması üzerine ne yapacaklarını şaşırmış görünüyorlar. Kandilin Öcalan ile birlikte bahçeli-erdoğan ikilisiyle el ele vermekten başka hayat imkanları güvencede değil. Bölgede yıkım devam ederken Kürtler kendi hayatlarını güvende hissedemezler. Engel olmak isteyen kim peki?
Yanıtla (2) (0)Kürtlerin Suriye'de veya Irak'ta bir Kürt devleti kurarak ayakta kalma gibi bir stratejileri varsa, bunun yolu Erdoğan bahçeli Türkiyesini ikna etmekten geçer. Sen ben buna katiyen razı olmam diyorsan Kürtleri de ikna eden bir yol bul da seni alkislayalim.
Yanıtla (2) (2)Niçin ikna olayım arkadaşım. Burası sana göre Türk vatanı değilmi? Oynanan oyunun farkındamısın bilmiyorum. Bu milletin içinden Bulgar milletini çıkardılar. Bulgar mezalimi diye kitap var. Ayrıca Kürtleşen Türkler. Kaybolan millet . Türkler ve Arvasi'nin doğu anadolu Gerçeği isimli kitaplarını okuyabilirsin. Gerçekte Ermeni olan Kürtleri anlayabilirsin. Halaçoğlu Hocadan bahsetmedim bile.....
Yanıtla (3) (1)